26 Nisan 2010 Pazartesi

Mine Vaganti - Bir Ferzan Ozpetek Klasigi


Bence senaryosu, kurgusu, oyunculuklari ve muzikleri ile ferzan ozpetek’in en guzel filmidir mine vaganti. Filmin ana temasi escinsellik gibi gorunse de en zevkli tarafi alt metinlerin dikkatli okunmasi. Babaannenin verdigi hayat mesajlari. Mutlu olmak istiyorsan baskalarinin sana dayattiklarini degil kendi istediklerini yasaman gerekir. Sonrasinda, turkler ile italyanlar ne kadar da cok benzesiyormusuz diyorsunuz. Ben escinselim diyen cocugunu evlattiktan reddeden bir baba, acaba insanlar duymus mudur korkusuyla sokaga bile cikmak istemeyen bir aile, doktor gorunce acaba bunun tedavisi var midir diye soran, ama yine de ogluna karsi komsularin igneli saldirisina karsi kalkanlarini acan bir anne, evde olup biten her seyin farkinda olan ama asla sesini cikarmayan ve torunlarini surekli koruyan bir babaanne. Ve en guzel yanlarindan biri ferzan ozpetek icin kliselesmis sezen aksulu bir soundtrack. Filmin en guzel yerinde en guzel sesiyle cikiyor karsiniza. Klise demisken soylemeden gecmek olmaz: serra yilmazin olmamasi da hos olmus sanki. Ne kadar iyi olursa olsun oturmuyordu ferzan filmlerine.

riccardo scamarcio (tommaso); filmin en iyi performansi. Adam sadece bakislari ile bile o kadar cok sey anlatabiliyor ki Gercekten escinsel mi acaba diye dusunuyorsunuz. Ozellikle de marco (Carmine Recano) ile sevisme sahnesinde.

nicole grimaudo(alba); imkansiz bir ask benim istedigim, o yuzden tum duygularimi icime gomup onun mutluluguyla mutlu olmam gerekir olayini cok guzel yansitmis. Ozellikle de sahilde tommaso ile marco’yu izlerken ki bakislari cok duyguluydu.

Ve final, hayatimda izledigim en guzel intihar sahnesi. Buyukannenin makyajini yapip, suslenip puslenip pastalara saldirmasi. Gelmis gecmis en guzel intihar sahnesidir bence.
Ozetle izlenesidir; hatta mutlaka izlenmelidir.